Yakın arkadaşlarınızla ya da sevgilinizle birlikte Avrupa Gönüllü Hizmeti'ne katılmayı istemeniz normal, onunla birlikte gezmek istemeniz de...
Ancak AGH yapan birisi olarak bunu önermem. Ayrıca; birlikte aynı projeye seçilme ihtimalinizin fazla olmadığını söylemek gerek.
Neden?
Avrupa Gönüllü Hizmeti'nin amaçları arasında gönüllünün gittiği ülkenin dilini öğrenmesi, kültürüne uyum sağlaması ve Avrupa kültürlerinin kaynaşması da var. Yabancı bir ülkede tek başlarına kaldığınızda bu konularda çok daha fazla ilerleme sağlanıyor, ayrıca insan yalnız kalınca kendi ayaklarının üzerinde durmayı çok daha iyi öğreniyor. Eğer iki arkadaş/sevgili birlikte giderseniz: kendinizi daha rahat hissedersiniz ama dilinizi ilerletme, gittiğiniz ülkenin kültürünü keşfetme, lokal halkla kaynaşma ve yeni bir kültüre adapte olma konularında gelişiminiz daha sınırlı kalacaktır. İşte bu yüzden AGH toplu yapılan bir eylem olarak değil; bireysel bir gelişim aracı olarak tasarlanmıştır.
Bu fikir çerçevesinde düşünen Avrupa Gönüllü Hizmeti ev sahibi kuruluşlarının çoğu, aynı ülkeden iki-üç gönüllü yerine birçok ülkeden karma bir gönüllü topluluğu tercih eder. Mesela benim kuruluşumda Türk, Letonyalı, İspanyol, Polonyalı, Gürcü, İtalyan, Portekizli, Danimarkalı, Macar ve Alman çalışıyordu. Bu şekilde birbirimizle ve yerel halkla daha fazla iletişim kurmak durumunda kaldık ve herkes birbirinin kültürü hakkında bilgi sahibi oldu. Bu da kültürel farkındalığı arttırdı, dil yeteneklerini geliştirdi. Ayrıca İspanya'daki AGH süremde aynı ülkeden aynı projeye seçilen ve öncesinde arkadaş/sevgili olan gönüllülerle hiç karşılaşmadım. (Bazıları önceden gençlik değişimleri, staj, Erasmus gibi değişimlerde tanışmışlardı)
Bir arkadaşıma gelen mailde(aşağıdaki yazıda) yaklaşık 15 gönüllü çalıştıran ve 6 projeyi yöneten bir kuruluşun seçim kriterlerinde; aynı ülkeden ve aynı dilden gönüllüleri kabul etmeyecekleri yazıyordu. Tabi kuruluşların çoğu bu kadar net açıklamıyor ama emin olabilirsiniz, çoğu bu şekilde düşünüyor.
Arkadaş Olduğumuzu Belli Etmezsek Aynı Projeye Seçilme İhtimalimiz Artar mı?
Bazen 'Biz arkadaşımla aynı kuruluşta çalışmak istiyoruz, o yüzden farklı illerden gönderen kurumlarla anlaştık ve bizim arkadaş olduğumuzu anlayamazlar' şeklinde mailler alıyorum. Eğer kuruluş ülke dağılımına özen gösteriyorsa: sizin Türk olmanızla ilgilenir ve projeye tek bir Türk seçer.
Benim Düşüncelerim ve Gözlemlerim
AGH yapan birisi olarak gönüllü adaylarına yakın arkadaşları-sevgilileri ile birlikte AGH'ye katılmalarını önermiyorum, size her ne kadar cazip gelse de en başta yabancı diliniz olmak üzere kişisel gelişiminizi sınırlayacaktır. Ayrıca ikiniz de aynı projeye seçilmek için uğraşırken bireysel seçilme ihtimalini reddederseniz, bu şansı tekrardan bulamayabilirsiniz.
Durumun ciddiyetini iyi anlamak gerekiyor: AB ülkelerinde 12 aylık bir projede AB'nin sizin için doğrudan ve dolaylı olarak ayırdığı 15.000 Euro'nun üzerinde bir bütçe var (ev, yemek, cep harçlığı, sigorta, ulaşım, eğitimler, mentorlük vs) Yani bu fon, sevgili, arkadaş, kedi-köpek vs. (Evcil hayvanlarla ilgili yazım için BURAYA tıklayın) ile birlikte gitmek için riske atılabilecek bir miktar değil bence, özellikle de Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin 11.000 Dolar olduğu düşünülünce...
Ayrıca EVS süresinde yakın arkadaşınızla kavga edip küsmeniz gibi bir olasılık da söz konusu. Sevgilinizle gidip, AGH'nin ortasında ayrılabilirsiniz mesela. Bir de üstüne başka birini bulursa, onun için geldiğiniz projede artık nasıl çalışmaya devam edersiniz bilemiyorum :)
Bu konuda oldukça deneyimli olan Gökhan arkadaşımdan bir yazı hazırlamasını rica ettim ve yazdıklarını aktarıyorum:
Gökhan, Türkiye'de AGH yapan Avrupalı gönüllü grubu ile tanışmış ve kendilerini nasıl geliştirdiklerini görünce AGH yapmaya karar vermiş. Bu sırada gruptan Alman bir kızla çıkmaya başlamış ve ilişkileri 9 ay kadar sürmüş. Kız, AGH'si bitince Almanya'ya dönmüş ve Gökhan da AGH ile Almanya'ya kızın yanına gitmeye karar vermiş.
Almanya'ya gidince, kız arkadaşı görüştüğü başka birisi olduğunu söylemiş ve gittikten 2 hafta sonra ayrılmışlar. Tabi Gökhan'ın nasıl bir depresyon yaşadığını söylemeye gerek yok...Hatta geri dönmeyi düşünmüş ama kendine yedirememiş. Daha sonra uzun bir tatile çıkıyor ve sonrasında AGH'nin asıl amacı olan farklı kültürleri keşfetme ve kendini geliştirme kısmına odaklanıyor, tabi bu karardan sonra her şey değişiyor. Kendine yeni ve farklı kültürlerden dostlar ediniyor (çoğuyla hala görüşüyormuş). Hatta AGH bittikten sonra bir süre Audi'ye üretim yapan şirkette çalışmış ve bu da CV'si için baya iyi olmuş. Deneyimleri hakkında bana 'AGH ile hayatımın en güzel zamanlarını geçirdim, tekrar şansım olsa hiç düşünmeden gene giderim. Ama tabi gider gitmez ayrılınca ilişki konusuna güvenilmeyeceğini anladım' dedi.
Tabi Gökhan'ın gitmesinde itici güç olan sevgili faktörü onu gitmesi için teşvik etmiş. Çoğunlukla sevgili faktörleri gidişi engelleyen taraf oluyor ve insanlar sonradan ayrılınca 'aaaah ahh keşke gitseydim...' diyorlar ve bir bardak soğuk su içiyorlar.
Tanıdığım bir gönüllü adayı başvuru yaptı ve seçildi ama askerdeki sevgilisi izin vermedi diye gitmedi, sonra çocuk askerden gelince ayrıldılar.
Başka bir gönüllü de sevgilisi ile gitmek istiyordu; çocuk seçildi ama kız seçilemedi. Çocuk da 'kız arkadaşım olmadan gitmem' dedi. Sonra ayrıldılar ve çocuk bir daha seçilemedi.
Benim Letonyalı proje arkadaşım da İstanbul'da bir projeye seçilmiş ama erkek arkadaşı istemediği için gitmemiş, daha sonra tekrar başvuruyor ve birlikte çalıştığımız projeye seçiliyor. Tabi AGH'ye başlayınca çocukla ayrıldıklarını söylememe gerek yok...
Hele ki yaşı 30'a yakın olanlar için durum daha kritik çünkü programa 30 yaş üstü kabul edilmiyor. Olcay diye bir arkadaşım kız arkadaşı için Fransa'dan kabul bekledi, kabul aldığı başka bir ülkeye gitmedi ve Fransa'dan da seçilemedi, sonra da yaşı doldu, şimdi programa katılma ihtimali yok.
Yani evliliklerin bile %40 ayrılıkla sonuçlanıyorken, arkadaşlıklarınız konusunda fazla hayalci olmayın derim... Bu konuda tercih sizin tabi; ama sonradan pişman olacağınız bir karar vermeyin.
Aslında bu yazdıklarım sadece AGH için değil, Erasmus+ içerisindeki tüm programlar için geçerli. Hatta genel olarak hayat için de :)
AGH'yi Arkadaşları-Sevgilileri İle Birlikte Yapanlar?
Evet istisnalar da var, bazıları arkadaşları-sevgilileri ile birlikte kabul alabiliyor. Hatta, İtalya'da bir kuruluşta belirli bir dönemde 10 kadar Türk gönüllü bir arada çalışıyordu. Gitmeden önce birlikte eğitime katılmıştık ve aramızda
gibi espriler olmuştu :) İtalya'da bu kalabalık Türk grubunda olan arkadaşlarımın bundan memnun olduğunu pek söyleyemem. Hatta bir tanesi bana 'Çok kötü; EVS'in genel amacından uzaklaşmış oluyorsun. Başkalarıyla iletişime geçmede daha geri planda kalıyorsun. Yeni bir kültürü gözlemlemede başarısız oluyorsun' demişti.
Birlikte Nasıl Seçilebilirsiniz?
Tüm bu dezavantajlarına rağmen 'İlla birlikte gitmemiz lazım' diyorsanız; birlikte başvururken eşit olduğunuz alanlardaki proje konularına yönelirseniz daha mantıklı olur. Yani yakın arkadaşınız-sevgiliniz ile deneyimleriniz, yetenekleriniz, diliniz gibi kurumun sizi kabul ederken dikkat edeceğini açıkladığı kriterlerde seviyeleriniz yakınsa aynı projeye seçilme ihtimaliniz artabilir. Örneğin iyi seviyede İngilizce gerektiren bir projede sizin seviyeniz iyiyken, arkadaşınızın seviyesi orta ise; projeye ikinizin birlikte kabul alma ihtimaliniz yok demektir. Bu durumda ancak orta düzey İngilizce kriteri olan bir projeden birlikte kabul alabilirsiniz. İkinizin ortak özelliklerine ve ilgi alanlarına göre bir proje konusu seçmeniz gerekir.
Bir arkadaşıma gelen mailde(aşağıdaki yazıda) yaklaşık 15 gönüllü çalıştıran ve 6 projeyi yöneten bir kuruluşun seçim kriterlerinde; aynı ülkeden ve aynı dilden gönüllüleri kabul etmeyecekleri yazıyordu. Tabi kuruluşların çoğu bu kadar net açıklamıyor ama emin olabilirsiniz, çoğu bu şekilde düşünüyor.
Arkadaş Olduğumuzu Belli Etmezsek Aynı Projeye Seçilme İhtimalimiz Artar mı?
Bazen 'Biz arkadaşımla aynı kuruluşta çalışmak istiyoruz, o yüzden farklı illerden gönderen kurumlarla anlaştık ve bizim arkadaş olduğumuzu anlayamazlar' şeklinde mailler alıyorum. Eğer kuruluş ülke dağılımına özen gösteriyorsa: sizin Türk olmanızla ilgilenir ve projeye tek bir Türk seçer.
Benim Düşüncelerim ve Gözlemlerim
AGH yapan birisi olarak gönüllü adaylarına yakın arkadaşları-sevgilileri ile birlikte AGH'ye katılmalarını önermiyorum, size her ne kadar cazip gelse de en başta yabancı diliniz olmak üzere kişisel gelişiminizi sınırlayacaktır. Ayrıca ikiniz de aynı projeye seçilmek için uğraşırken bireysel seçilme ihtimalini reddederseniz, bu şansı tekrardan bulamayabilirsiniz.
Durumun ciddiyetini iyi anlamak gerekiyor: AB ülkelerinde 12 aylık bir projede AB'nin sizin için doğrudan ve dolaylı olarak ayırdığı 15.000 Euro'nun üzerinde bir bütçe var (ev, yemek, cep harçlığı, sigorta, ulaşım, eğitimler, mentorlük vs) Yani bu fon, sevgili, arkadaş, kedi-köpek vs. (Evcil hayvanlarla ilgili yazım için BURAYA tıklayın) ile birlikte gitmek için riske atılabilecek bir miktar değil bence, özellikle de Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin 11.000 Dolar olduğu düşünülünce...
Ayrıca EVS süresinde yakın arkadaşınızla kavga edip küsmeniz gibi bir olasılık da söz konusu. Sevgilinizle gidip, AGH'nin ortasında ayrılabilirsiniz mesela. Bir de üstüne başka birini bulursa, onun için geldiğiniz projede artık nasıl çalışmaya devam edersiniz bilemiyorum :)
Bu konuda oldukça deneyimli olan Gökhan arkadaşımdan bir yazı hazırlamasını rica ettim ve yazdıklarını aktarıyorum:
Gökhan, Türkiye'de AGH yapan Avrupalı gönüllü grubu ile tanışmış ve kendilerini nasıl geliştirdiklerini görünce AGH yapmaya karar vermiş. Bu sırada gruptan Alman bir kızla çıkmaya başlamış ve ilişkileri 9 ay kadar sürmüş. Kız, AGH'si bitince Almanya'ya dönmüş ve Gökhan da AGH ile Almanya'ya kızın yanına gitmeye karar vermiş.
Almanya'ya gidince, kız arkadaşı görüştüğü başka birisi olduğunu söylemiş ve gittikten 2 hafta sonra ayrılmışlar. Tabi Gökhan'ın nasıl bir depresyon yaşadığını söylemeye gerek yok...Hatta geri dönmeyi düşünmüş ama kendine yedirememiş. Daha sonra uzun bir tatile çıkıyor ve sonrasında AGH'nin asıl amacı olan farklı kültürleri keşfetme ve kendini geliştirme kısmına odaklanıyor, tabi bu karardan sonra her şey değişiyor. Kendine yeni ve farklı kültürlerden dostlar ediniyor (çoğuyla hala görüşüyormuş). Hatta AGH bittikten sonra bir süre Audi'ye üretim yapan şirkette çalışmış ve bu da CV'si için baya iyi olmuş. Deneyimleri hakkında bana 'AGH ile hayatımın en güzel zamanlarını geçirdim, tekrar şansım olsa hiç düşünmeden gene giderim. Ama tabi gider gitmez ayrılınca ilişki konusuna güvenilmeyeceğini anladım' dedi.
Tabi Gökhan'ın gitmesinde itici güç olan sevgili faktörü onu gitmesi için teşvik etmiş. Çoğunlukla sevgili faktörleri gidişi engelleyen taraf oluyor ve insanlar sonradan ayrılınca 'aaaah ahh keşke gitseydim...' diyorlar ve bir bardak soğuk su içiyorlar.
Tanıdığım bir gönüllü adayı başvuru yaptı ve seçildi ama askerdeki sevgilisi izin vermedi diye gitmedi, sonra çocuk askerden gelince ayrıldılar.
Başka bir gönüllü de sevgilisi ile gitmek istiyordu; çocuk seçildi ama kız seçilemedi. Çocuk da 'kız arkadaşım olmadan gitmem' dedi. Sonra ayrıldılar ve çocuk bir daha seçilemedi.
Benim Letonyalı proje arkadaşım da İstanbul'da bir projeye seçilmiş ama erkek arkadaşı istemediği için gitmemiş, daha sonra tekrar başvuruyor ve birlikte çalıştığımız projeye seçiliyor. Tabi AGH'ye başlayınca çocukla ayrıldıklarını söylememe gerek yok...
Hele ki yaşı 30'a yakın olanlar için durum daha kritik çünkü programa 30 yaş üstü kabul edilmiyor. Olcay diye bir arkadaşım kız arkadaşı için Fransa'dan kabul bekledi, kabul aldığı başka bir ülkeye gitmedi ve Fransa'dan da seçilemedi, sonra da yaşı doldu, şimdi programa katılma ihtimali yok.
Yani evliliklerin bile %40 ayrılıkla sonuçlanıyorken, arkadaşlıklarınız konusunda fazla hayalci olmayın derim... Bu konuda tercih sizin tabi; ama sonradan pişman olacağınız bir karar vermeyin.
Aslında bu yazdıklarım sadece AGH için değil, Erasmus+ içerisindeki tüm programlar için geçerli. Hatta genel olarak hayat için de :)
AGH'yi Arkadaşları-Sevgilileri İle Birlikte Yapanlar?
Evet istisnalar da var, bazıları arkadaşları-sevgilileri ile birlikte kabul alabiliyor. Hatta, İtalya'da bir kuruluşta belirli bir dönemde 10 kadar Türk gönüllü bir arada çalışıyordu. Gitmeden önce birlikte eğitime katılmıştık ve aramızda
-Başvuran tüm Türkleri almışlar herhalde.
-Gidince bol bol Türkçe'nizi geliştirirsiniz artık.
gibi espriler olmuştu :) İtalya'da bu kalabalık Türk grubunda olan arkadaşlarımın bundan memnun olduğunu pek söyleyemem. Hatta bir tanesi bana 'Çok kötü; EVS'in genel amacından uzaklaşmış oluyorsun. Başkalarıyla iletişime geçmede daha geri planda kalıyorsun. Yeni bir kültürü gözlemlemede başarısız oluyorsun' demişti.
Birlikte Nasıl Seçilebilirsiniz?
Tüm bu dezavantajlarına rağmen 'İlla birlikte gitmemiz lazım' diyorsanız; birlikte başvururken eşit olduğunuz alanlardaki proje konularına yönelirseniz daha mantıklı olur. Yani yakın arkadaşınız-sevgiliniz ile deneyimleriniz, yetenekleriniz, diliniz gibi kurumun sizi kabul ederken dikkat edeceğini açıkladığı kriterlerde seviyeleriniz yakınsa aynı projeye seçilme ihtimaliniz artabilir. Örneğin iyi seviyede İngilizce gerektiren bir projede sizin seviyeniz iyiyken, arkadaşınızın seviyesi orta ise; projeye ikinizin birlikte kabul alma ihtimaliniz yok demektir. Bu durumda ancak orta düzey İngilizce kriteri olan bir projeden birlikte kabul alabilirsiniz. İkinizin ortak özelliklerine ve ilgi alanlarına göre bir proje konusu seçmeniz gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder