20 Aralık 2012 Perşembe

AGH- EVS Yapmak İsteyenlere Bilgiler ▼▼





Motivasyon Mektubu Konusunda Geleneksel Word Belgesi İşe Yarar!!
Avrupa Gönüllü Hizmeti'ne katılmayı çok istiyorsunuz ve seçilmeniz için bir şekilde diğerlerinden farkınızı...
Devam>>







İspanya'da AGH Yapmak

İspanya'da AGH yapmak isteyenler için şehir tavsiyeleri...
Devam>>>







AGH- EVS İspanya Vizesi

10 ocakta ev sahibi kuruluşumla yaptığım kısa bir mülakatın ardından 13 ocakta seçildiğimi öğrendim... Sonrasında gönderici kuruluşumla irtibata geçerek proje başvurusu için gerekli... Devam>>>




AGH- EVS Aktivite Anlaşması 

Aktivite anlaşması sizin, koordine eden kuruluşun, gönderen kuruluşun ve ev sahibi kuruluşun görevlerinin belirtildiği anlaşmadır. En basit şekliyle bunu bir iş sözleşmesi... Devam>>




AGH Yapmak İçin Türkiye'den Gönderen Kuruluş Nasıl Bulunur?

AGH yapmak istiyorsanız motivasyon mektubu yazmadan önce-ya da yazdıktan hemen sonra- kendinize Türkiye'den gönderen kuruluş bulmanızı ve motivasyon mektubunuza da... Devam>>




AGH Yapınca İngilizce Seviyesi İlerler mi? Dil Gelişimi İçin Hangi Ülke En İyisi?

'Benim İngilizcem iyi değil, söylediğinize göre AGH projesi ile İngilitere'ye giderek geliştirme imkanım da yok, hangi ülkeye giderek AGH süresinde dil seviyemi... Devam>>






AGH/EVS Projelerine Ne Zaman Başvuru Yapılır?

Avrupa Gönüllü Hizmeti projesini hazırlayan kuruluşlar, kendi bulundukları ülkenin ulusal ajansına üç tarihten birinde başvurur... Devam>>





EVSDATABASE Nedir ve Nasıl Kullanılır? 

Evsdatabase'i hemen her yazımda görürsünüz çünkü AGH'nin temel fonksiyonlarından biridir. Evsdatabase Avrupa Gönüllü Hizmeti için proje düzenleyen, AGH'ye ...Devam >>



AGH Yapmak İstiyorum Ama Çok Az Proje İlanı Var

'Ben Macaristan istiyorum ama çok az ilan var, neden az AGH ilanı var?', 'Ben Hırvatistan istiyorum ama hiç ilan yok', 'Ben Almanya engelli projesi istiyorum ama...Devam>>




AGH Proje Tarihlerini Nasıl Öğrenebilirsiniz?

Avrupa Gönüllü Hizmeti'ne katılabilmeniz için Erasmus+ ülkelerinden bir kuruluşun projesine sizi kabul etmesi gerekiyor. Bu projelerin tarihlerini nereden...Devam>>




Arkadaşız/Sevgiliyiz, Birlikte AGH'ye Katılabilir miyiz?

Yakın arkadaşınızla ya da sevgilinizle birlikte Avrupa Gönüllü Hizmeti'ne katılmak istemeniz normal, onunla birlikte gezmek istemeniz de... Ancak AGH yapan birisi olarak bunu...Devam>>





AGH Projesinde Çıkabilecek Sorunlar ve Projenin Erken Sonlandırılması

Avrupa Gönüllü Hizmeti-AGH Projesi Biteden Geri Dönmek Mümkün müdür? Evet, AGH'den erken dönmek mümkündür. Eğer proje sürenizin yarısından fazlasını tamamladıysanız Europass... Devam>>




Evcil Hayvanınızla veya Çocuğunuzla AGH Yapman Mümkün mü?

Evet, çocuğunuzla ya da evcil hayvanınızla Avrupa Gönüllü Hizmeti'ne katılabilirsiniz. Ancak bunu kabul edecek bir ev sahibi kuruluş bulmalısınız. Ayrıca onlar... Devam >>




EVS-AGH'ye Kaç Kişi Başvuruyor? Seçilme İhtimaliniz Nedir?

Avrupa Gönüllü Hizmeti'ne katılmak istiyorsunuz ve CV/ motivasyon mektubunuzu göndererek projelere başvuruda bulunuyorsunuz. 20, 30 derken 100 ve daha fazla başvuru ... Devam>>



İngiltere veya İngilizce Konuşulan Bir Ülkede EVS/AGH Yapmak İsteyenler

"Yazın İngiltere'de kısa dönem EVS yapmak istiyorum"
"İki-üç aylık İngiltere veya Malta'da EVS arıyorum, İngilizcem çok iyi değil, geliştirmek istiyorum"...  Devam>>



En Fazla Başvuru Alan AGH/EVS Ülkesi Hangisi?

Uzun dönem AGH/EVS deneyimini yaşamak istiyorsunuz. Tercihiniz hangi ülke olur?
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye... Devam >>



                     
Yeni Başlayanlar İçin AGH/EVS Prezi Sunumu

Avrupa Gönüllü Hizmeti (AGH) -European Voluntary Service (EVS) hakkında yeni bilgi sahibi oluyorsanız...  Devam >>







AGH Mülakatı

Kendi EVS/AGH mülakatımı anlatarak başlamak istiyorum...

Proje için belirledikleri son başvuru tarihinin üzerinden 2 hafta geçtikten sonra mülakat için yolladıkları maili aldım: ‘Tebrikler, mülakat için seçildiniz, hala kuruluşumuzda gönüllü olmakla ilgileniyorsanız lütfen 2 gün içerisinde mailimize cevap verin’. Hala proje ile ilgili olduğum mailini attım ve sonrasında mülakat için tarihi/ saati belirten maili yolladılar. Başvurduğunuz ülke Türkiye ile aynı boylamda değilse saat farkı olacaktır (mesela Türkiye saati İspanya saatinden 1 saat geride), aman dikkat!
Yılbaşı... Calle Larios


Ayrıca ÖNEMLİ BİR TAVSİYE: msn, skype, telefon..hangi iletişim aracı ile görüşme yapacaksanız her şeyin yolunda olduğunda olduğundan emin olun!!! EVS için mülakata seçilen bir arkadaşım İspanya'daki ev sahibi kuruluşla skype görüşmesi yapmak için saat belirlerdi,  ama skype’ı gelen aramalara kapalı olduğu için görüşemedi ve o sırada diğer adaylarla mülakat yapıp başkasını seçtiler…


Mülakatta ne sorduklarına gelince, benim mülakatım 9 dakika sürdü (ki rahat 3-4 dakikası iletişim sorunları nedeniyle aynı cümleyi 5 kez tekrar etmekle, beni duyuyor musunuz?’ demekle geçti) Daha sonra Pedro (kendisi proje koordinatörümüzdü) organizasyonlarının faaliyetlerini ve projenin neleri içerdiğini anlattı . Sonrasında ise bana yöneltilen üç soru vardı;


‘Proje için motivasyonun nedir?’

‘İki görev var: birisi masa başında araştırma ve okuma ile ilgili işleri, diğeri de iletişim işlerini içeriyor, hangisini tercih edersin?’

‘Yeşil pasaportun var mı?’


Proje hakkındaki motivasyonunuz ile ilgili sorular her mülakatta kesin sorulan sorulardır ve mülakat öncesi mutlaka proje tanımını ve aktiviteleri ezberleyin derim.. Unutmayın ki projenin bütün aktiviteleri sizin için tamamen uygun (!) ve kesinlikle bu projede gönüllü olmayı istiyorsunuz!


Eğer proje konusunda sorularınız varsa ve emin olamadığınız aktiviteleri içeriyorsa, örneğin proje tanımında ‘aktiviteler için kısa mesafeli seyahat edebilecek bir gönüllü’ gibi bir ifade varsa ve siz bu seyahatin nereye olduğunu merak ediyorsanız; ya da örneğin ‘yoksul ailelerden gelen gençlerle ilgili aktivitelerde yer almak’ diyorsa ve siz de bu aktivitelerin ne olduğunu bilmiyorsanız… mülakatta bu soruları açıkça sorabilirsiniz. Ayrıca bu şekilde projeye olan merakınızı da göstermiş olursunuz. Gönderici kuruluş olarak biz de birkaç mülakata katılmıştık ve bir tanesinde mükalatı yaparken gönüllü adayına ‘evet biz seni seçmeye karar verdik’ dediler ve mülakatta kalacak yer, yemeğin nasıl organize edileceği (gönüllümüz çocuk yurdundaki bir proje için seçilmişti ve 3 öğün yemeği yurt içerisinde yemesi gerekiyordu, yemek için para almayacaktı) gibi konular konuşuldu ve haliyle baya uzun sürdü.

Malaga

Ancak konaklama-yemek ile ilgili soruları seçildikten sonra sormanızı tavsiye ederim..Öncesinde sormanın şu şekilde bir dezavantajı var; daha proje için seçilmediniz ve seçilmiş gibi kalacak yer, odanın durumu vs. konularını konuşmak için çok erken. Bunun yanında kalacağınız yeri önceden net bir şekilde bilmeniz zordur. Daha proje başvurusu bile yapılmadan taaaaaaa 3 ay sonra nerede kalacağınızı net olarak kimse garanti edemez. Ancak size düşündükleri seçenekleri söyleyebilirler (aynı ev içerisinde diğer gönüllüler ile birlikte kalacaksın, ayrı odan olacak..gibi genel öğeleri belirtebilirler). Bazı proje tanımlarında; "Gönüllü yerel bir aile ile birlikte kalacak ve kendine ait bir odası olacaktır" gibi ifadeler ile net olarak gönüllünün konaklamasını belirttiklerini de görüyorum. Ancak yine de birçok proje tanımında net olarak belirtilen bir konu değil. Örneğin ben kalacağım evin tam adresini proje başlamadan 1 ay önce öğrendim..1 Şubat başvurusu öncesinde imzaladığım aktivite anlaşmasında ayrı odamın olacağı ve evde diğer gönüllülerle birlikte yaşayacağım yazıyordu ancak ev için proje başlamadan 1 ay öncesine kadar kesin bilgi vermemişlerdi.. 


 Mülakat sürecime devam edelim: proje ile ilgili motivasyonum konusunda motivasyon mektubumda yazdığım cümlelerin benzerlerini söyledim ve sonra diğer soruya geçtik..Hangi işi seçmek isterdim? ‘ben iletişim ağırlıklı işi tercih ederdim, yine de proje konusunu çok istediğim için ikisi de olabilir’ dedim, ‘Bizim de beklediğimiz cevap buydu’ dediler :)


Yeşil pasaport konusuna gelince, vize süreci zaman aldığı için önemli bir konu. Ancak 'yeşil pasaportum var diye uzun dönem bir projeye seçilmemde önceliğim olur mu?' derseniz, kesinlikle hayır. Neden önemli olduğuna gelince: örneğin benim projem mayıs aynın ilk haftası başlıyordu. Ancak ev sahibi organizasyonumun mayıs ayında yurt dışında birçok aktivitesi olduğu için ve benim de vize sorunum olduğu için başlangıç tarihini haziranın ilk haftasına aldılar (Proje onlar tarafından 1 ay ertelendi, ancak süresi değişmedi. 1 ay sonra başladı ve 1 ay sonra bitti) Projeye 1 şubatta başvurulduğu için harcamaların 3 ay sonra; yani mayıs itibariyle olması gerekiyor. Vize için evrakları toparlamak, İstanbul’a gidip başvuru yapmak ve sonucu beklemek zaman alıyor. Bazı arkadaşlarım vizeyi zamanında alamadıkları için projeye geç gittiler ve haliyle proje süreleri kısaldı. Örneğin bir arkadaşın projesi mayısın ilk haftası başlıyor ve ekimin ilk haftası bitiyordu, yani proje 6 aylıktı ve vizesini geç aldığı için projeye haziranda gidebildi, haliyle projede bulunacağı zaman 5 ay oldu, ekimin ilk haftası proje bitiyor çünkü.


Mülakat sorularına dönelim; proje arkadaşımın mülakatı da benimkisi gibi olmuş, ilk önce organizasyonu tanıtan ve faaliyetlerini belirten bir konuşma ve sonrasında proje ile ilgili motivasyonunun ne olduğu sorusu.


Martinique Adaları’na (Fransa) seçilen şanslı arkadaşım Ana’nın mülakatı ise daha uzun sürmüş; 2 saat kadar ve motivasyon mektubunda yer alan deneyimleri ile ilgili uzun süre konuşmuşlar. Dil öğretmek için Kanada’ya gidişi, ne kadar kaldığı, neler yaptığı, ne zaman geri döndüğü vs vs..


Bazı ev sahibi organizasyonlar proje tanımında nasıl bir secim sureci izleyeceklerini belirtiyorlar ve tarihleri ile birlikte açıklıyorlar. Genel olarak gördüğüm: ev sahibi organizasyonlar gelen motivasyon mektupları arasından 3-5 gönüllüyü seçtikten sonra bir skype-ya da telefon görüşmesi sonrasında seçimlerini yapıyorlar. Bazen de 2-3 mülakata kadar çıkabiliyor.


Bir arkadaşım evs projesine seçilmesini şu şekilde anlatmıştı: "İlk olarak motivasyon mektubumu yolladım. Daha sonra kurulusu telefonla aradım ve mektubumun ellerine geçip geçmediğini sordum, olumlu yanıt verdiler. Daha sonra tekrar aradım ve proje için seçimlerinin ne aşamada olduğunu sordum, proje konusunu çok beğendiğimi, proje ile gerçekten çok ilgili olduğumu ve bu yüzden de onlarla birlikte çalışmayı çok istediğimi söyledim. Daha sonra tekrar aradım ve bir gelişme olup olmadığını sordum.. Sonra bir gün beni aradılar ve ben seçilmişim!!! Allah Allah niye ki..J

Yani tabi her hafta 5 kez kurulusu arayıp insanları canından bezdirin demiyorum ancak arkadaşım projeye olan ilgilisini gösterdiği için işe yaradığını söyledi J Tabi sonrasında telefonla uluslararası olarak görüştüğü için yüklüce bir miktar da telefon faturası ödemiş...


Bu arada hiç mülakata girmeden Almanya’da çocuklarla ilgili proje yürüten bir kuruluştan kabul alan bir arkadaşım da var   ‘Biz sizi seçtik, gönderici kuruluşunuz 1 gün içerisinde bizimle irtibata geçsin’ diye bir mail gelmişti, proje başvuruları tarihi 1 şubattı ve bu mail 28 Ocak’ta; yani son gün gelmişti. 

Yine Almanya´dan İspanya'daki bir kuruluşa seçilen gönüllü de mülakat olmadan seçildiğini söylemişti. Kuruluş maille geri dönmüş ve 3 gün sonra kesin kararı vereceklerini söylemiş, arkadaşım da 'Yarın başka bir organizasyon ile mülakatım var ve beni kabul eden ilk kuruluşa evet demeyi planlıyorum' demiş, kuruluş da bunun üzerine 'O zaman biz seni kabul edelim' cevabını atmış...

Resim yazısı ekle
Mülakatta ASLA SÖYLEMEMENİZ gereken cümle (aynı zamanda asla motivasyon mektubunuza yazmamanız gereken cümle) : 'Dilimi geliştirmek istiyorum'. Bir arkadaşım Almanya'ya giderek dilini geliştirip rehber olmak istiyordu. Tavsiyelerim üzerine mektubuna bu beklentisini yazmadı ve bir kuruluştan mülakat isteği aldı. Kuruluş mülakatta Türkiye'ye döndüğün zaman ne yapacaksın diye sordu ve arkadaşım 'O zaman dilim gelişmiş olur, rehberlik yapabilirim' dedi. 1 gün sonrasında gelen mail: 'Maalesef seçilemediniz'. Arkadaşım mail atıp nedenini sorduğunda yanıt şöyle: 'Siz dilinizi geliştirmek için EVS istiyorsunuz'.

Başvuru yaparken umutsuzluğa kapılmayın ve olabildiğince çok kuruluşa başvuruda bulunun, yani net olarak söylemem gerekirse bence 200-300 başvuru yapın.  EVS kabul süreci hiç belli olmuyor; bakarsınız ayın 29’unda 5 dk’lık mülakatın ardından kabul edilivermişsiniz..




EVS AGH yapan birisi olarak diğer yazılarımı da okumanızı tavsiye ederim:
ilkaycikla.com       

17 Aralık 2012 Pazartesi

AGH İçin Yabancı Dil Ne Kadar Önemli



İngilizce bilmiyorum, AGH/EVS ile gidebilir miyim?
Anlıyorum ama konuşamıyorum, beni seçerler mi?
Pratik yapacak imkanım yok, gramerim iyi ama, kabul alma şansım var mı?
Dil bilmiyorum, gittiğimde sorun yaşar mıyım?
...

İlk olarak eğer gideceğiniz ülkenin dilini biliyorsanız; örneğin Fransa’ya gideceksiniz ve lisede-üniversitede Fransızca ders almışsanız motivasyon mektubunuzu ve CV´nizi -başvuracağınız organizasyonun da evsdatabase sayfasına ve dil konusundaki tercihlerine bakarak- Fransızca yazabilirsiniz. Almanya istiyorsanız Almanca yazabilirsiniz. Bu ülkelerin örneğini veriyorum çünkü Türkiye´deki okullarda en çok okunulan diller İngilizce,  Almanca ve Fransızca. Eğer bu dillerde yeterliliğiniz varsa mutlaka kullanmanızı tavsiye ederim.

Örneğin Rus Dili ve Edebiyatı Bolumu mezunu olabilirsiniz ve Rusya'ya gitmek isterseniz ve proje tanımında da Rusça istendiği belirtilmişse, motivasyon mektubunuzu ve CV´nizi Rusça yazarak yollamanız ve dili çok iyi bildiğinizi göstermeniz sizin için bir artı olacaktır. Bununla birlikte “Ben üniversitede Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü okudum, Almanya'ya gidip dilimi ilerletmek istiyorum” gibi bir ifade EVS/AGH’yi sadece dil amaçlı düşündüğünüzü belirtir ve hiç hoş olmaz. Bunun yerine “Alman kültürünü ve Almanya'yı çok seviyorum, bu yüzden üniversitede Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü seçtim. Alman yazar ... 'nın eserleri beni çok etkilemiştir...  Almanya´da EVS/AGH yapmayı çok istiyorum” gibi ifadeler daha iyi olacaktır.

Evsdatabase´den İspanya´daki projeleri ve organizasyonları incelerken organizasyonların aradıkları gönüllü profiline  “ileri düzey İspanyolca bilen”, “en azından temel düzeyde İspanyolca bilen” şeklinde isteklerine çok tanık oldum. Özellikle proje kapsamındaki çalışmalar dil bilmeyi gerektiriyorsa, ev sahibi organizasyonda çalışan kişiler dil bilmiyorlarsa ya da proje gereği çalışılacak bölgede dil bilen kişi sayısı az ise kendi dillerinin konuşulmasını istemeleri -ya da en azından temel düzeyde konuşabilen bir gönüllü aramaları çok normal. Kuruluşlarin dil tercihlerindeki en önemli kriterin projenin içeriği olduğunu düşünüyorum. Size kendi projemden örnek vererek açıklamak istiyorum.

AJ Intercambia, Malaga Belediye´sinin gençlik kurulusu olarak gençlik programları hakkında bilgi vermek amaçlı oluşturulmuş, özellikle Youth Exchange konusunda çok aktif ve aynı zamanda EVS/AGH ev sahibi, gönderen ve coordine eden kuruluş statüsüne sahip. Youth exchangeler dolayısıyla Avrupa ve Türkiye´deki organizasyonlar ile iş birliği yapıyor. Proje kapsamında çalıştığımız ve iletişim halinde olduğumuz kişiler iyi düzeyde İngilizce biliyorlar. Ayrıca değişim programlarına gidecek gençlerle de pratik yapmaları için İngilizce konuşmamız daha yararlı oluyor. Ben İspanyolca bilmediğim halde projeye seçildim, ayrıca projede birlikte çalıştığım arkadaşımın da proje başladığında temel sadece temel düzeyde İspanyolcası  vardı.


Malaga, Costa Del Sol
Malaga’da bulunan ve gönüllüleri ile sürekli iletişim halinde olduğumuz ve EVS projesi kapsamında hastanelerdeki göçmen çocuklara kitap dağıtmak gibi faaliteler yürüten diğer kurum ise sadece ileri düzey İspanyolca bilen ve konuşan gönüllüleri seçiyor, çünkü proje kapsamı İspanyolca gerektiren işleri içeriyor.

Diliniz çok iyi düzeyde değilse , "beni seçmezler" diye düşünmektense, başvurduğunuz projenin gereksinimlerini anlamanız ve ona göre başvurmanız sizin için yararlı olacaktır.  Örneğin çevre projesi için düzenli olarak parkların, piknik alanlarının vs. bakımını üstlenecek gönüllüler arayan bir ev sahibi organizasyon, görev çok fazla iletişim içermediği için dil konusu üzerinde çok fazla durmayabilir. Ya da çocuklarla ilgili bir ev sahibi organizasyon temel düzeyde kendi dilinin ya da İngilizce'nin bilinmesi isteyebilir ve akıcı bir dile gerek duymayabilir. Yine engellilerin bakimi ve boş zaman aktiviteleri ile ilgili bazı projelerde temel düzeyde dil yeterli görülebilir. Örnekleri evsdatabase’den göz atarak çoğaltabilirsiniz…


Kuruluşlar projelerini hazırlarken proje tanımında çoğunlukla dil konusundaki taleplerini belirtiyorlar. Proje için akıcı bir dil gerekmiyorsa ;  en önemli kriter daha önceki gönüllülük deneyimleriniz ve en önemlisi de proje için motivasyonunuz oluyor. Hatta bir çok proje ilanında ‘Temel düzeyde dil bilen ve motivasyonu yüksek gönüllü’ aradıklarını görüyorum J  Tabi yine de dil bilmenin size avantaj sağlayacağını belirtiyorlar.

Örneğin proje içeriği dil gerektiriyorsa ve bu nedenle en azından orta düzey Rusça istenmişse,   istedikleri dil düzeyinden biraz alt seviyeyi kabul etme ihtimalleri olabilir. Ancak siz “privet” demekten başka bir şey bilmiyorsanız, seçilme şansınız fazla olmayacaktır.

Yabancı dil düzeyiniz başlangıç olsa bile, motivasyon mektubunuzu olabildiğince düzgü bir İngilizce ile yazmanızı tavsiye ederim. Gönderen organizasyon olarak çalıştığım kurumda hiç yabancı dil bilmediği halde EVS için seçilen gönüllülerle karşılaştım, ancak mektuplarına göz attığımda hepsinin düzgün bir yabancı dil ile yazılmış olduğunu gördüm. Hatta Macaristan'dan seçilen bir gönüllü, İngilizcesinin iyi olduğunu ve mektubu kendisinin yazdığını ancak anadili İngilizce olan bir arkadaşına mektubun hatalarını düzelttirdiğini söylemişti. Eğer İnglizce düzeyiniz iyiyse kendini yazabilirsiniz, ufak tefek hatalar da göze batmayacaktır ancak dil seviyeniz iyi değilse; Googletranslate kullanarak çeviri yapıp kuruluşlara göndermenizi hiç tavsiye etmem...!!!

DİL EVS/AGH İÇİN BİR ŞART OLMASA DA MUTLAKA DİLİNİZİ İLERLETEREK GİTMENİZİ TAVSİYE EDERİM!!!
NEDEN...?

Türkiye´den çıktığınız zaman tek başınıza olacaksınız.. Derdinizi anlatabilmek için dil bilmek zorundasınız. 


Kendi deneyimlerimden örnek vermem gerekirse; İspanya'ya geldikten 2 hafta sonra on-arrival eğitimine katıldım. On-arrival eğitimleri her ülkede EVS/AGH'ye yeni katılan gönüllülere bilgi vermek amaçlı düzenlenir ve gittikten kısa süre sonra katılmak zorunda olduğunuz bir eğitimdir.Bu eğitimde yaklaşık 20 kişiydik ve gönüllülerin yarısından çoğu gayet iyi İspanyolca konuşuyordu. 3-4 kişi hiç konuşamıyordu ki bir tanesi de bendim. Bu nedenle eğitimi 2 gruba böldüler: konular İspanyolca ve İngilizce olarak anlatıldı ve herkes bildiği dilde olan gruba katıldı. Eğer ne gideceğiniz ülkenin dilini biliyorsanız,ne de İngilizce biliyorsanız bu eğitimden bilgi edinme ihtimaliniz olmayacak... (Bu arada  bu eğitim oldukça önemli; ben EVS ile gitmeden önce Türkiye’de bu eğitimi pre-departure adıyla Türkçe olarak da almıştım, ancak bildiğim kadarıyla artık Türkiye’de düzenlenmiyor ve sadece gittiğiniz ülkede alabiliyorsunuz)


Malaga
      Tabi eğitim yerini bulmak da o kadar kolay olmayacak dil bilmiyorsanız..Eğer projede yalnızsanız eğitimin yapılacağı yeri kendiniz bulmak durumundasınız , örneğin ben ve proje arkadaşım Malaga-Madrid treni ile Madrid'te indikten yarım saat içinde istasyon değiştirip Madrid-Valladolid trenine bindik. İki kişi olduğumuz ve İngilizce bildiğimiz halde istasyondaki görevliler dil bilmediği için çok zorlandık ve hareket etmesine 6 dakika kala treni bulabildik..Bu gittiğimde 'Allahtan İngilizce biliyormuşum' dediğim ilk önemli olaydı... Ki daha sonra seyahat ederken defalarca aynı şeyi düşündüm, Roma-Madrid uçağınız ertelendiğinde durumu öğrenmek için havaalanı yetkilileri ile sadece İtalyanca ve İngilizce iletişim kurabiliyorsunuz mesela..

Gittiğiniz zaman diğer şehirlere -ülkelere seyahat etmek isteyeceksiniz. Havayolu şirketleri, bilet alım gişeleri...her şey ülkenin kendi dilinde, Avrupa dillerinde ya da İngilizce olacaktır.Ayrıca gittiğiniz zaman muhtemelen diğer gönüllülerle aynı evi paylaşacaksınız ve bir şekilde iletişim kurmanız gerekecek..

Yukarıda saydıklarım gibi birçok dil gerektiren durum olacak ve siz eğer Türkiye'den giderken hiç dil bilmeden giderseniz çok zor durumlar yaşayabilirsiniz. 

AGH/EVS için seçildikten sonra proje başvurunuzun yapılması ve vizeyi alıp gitmeniz en azından 3-4 ayı bulacaktır ve bu zaman dilinizi geliştirmeniz için yeterli bir süredir. Bu zamanı kesinlikle iyi değerlendirmenizi ve günlük iletişim kuracak ve kendinizi ifade edecek kadar dilinizi geliştirerek gitmenizi tavsiye ederim. 

EVS AGH yapan birisi olarak diğer yazılarımı da okumanızı tavsiye ederim:

25 Kasım 2012 Pazar

Hakkımda

   
      Akdeniz Üniversitesi'nde  Uluslararası  İlişkiler  Bölümü'nde  lisans  ve   yüksek lisansımı  tamamladım.  2011 yılında AGH-EVS  programına  katılmak  için  Akdeniz Üniversitesi'nde düzenlenen 'Öz geçmiş ve Motivasyon  Mektubu Yazım Teknikleri' eğitimine    katılarak    motivasyon   mektubunun    nasıl    yazılacağını    öğrendim; başvurularımı yaptım ve 3 hafta sonra kabul aldım. 

     2012'de  İspanya/Malaga’da  medya/iletişim-gençlik  bilgilendirmesi   projesinde çalıştım. Malaga   Belediyesi’nin    Gençlik    Kuruluşu'nda    gençlere    EVS-AGH'ye  katılmak   için  yapılması   gerekenleri   anlattım.  EVS/AGH   dönemimde  mümkün olduğunca çok seyehat ettim. Özellikle AGH/EVS programına  seçilme  konusunda  beni rakiplerimin önüne geçiren fotoğrafçılık ve photoshop ilgi alanlarımda kendimi çok ilerlettim.

        Çalıştığım kurum hem EVS/AGH gönderen, hem EVS/AGH ev sahibi, hem de koordine eden  kuruluştu  ve bu nedenle yılda en az 60 EVS AGH projesi ile ilgileniyordu. Proje evraklarının bir kısmını da ben düzenliyordum ve bu şekilde onlarca motivasyon mektubu okudum: elimde seçilmiş birçok mektup vardı ve seçilen mektupların neden başarılı olduklarını araştırarak ve AGH hakkındaki diğer bilgileri de ekleyerek bloğumu oluşturdum. Amacım EVS/AGH programına Türkiye’den daha fazla gencin kabul alması. 

        İspanya’da EVS/AGH yaptığım kurum 2011 yılında Avrupa Gençlik İletişim Şampiyonu ödülü aldı. Kurumda çalışırken AGH süreci hakkında, istisnai durumlar dahil olmak üzere oldukça fazla bilgi edindim. Edindiğim bilgilerle başta  Bülent IşıkFatih KarakaşArina Pigulskaya, Mauro  olmak üzere birçok gencin AGH/EVS programına seçilmesini sağladım. Bloğumun, EVS/AGH deneyimleri konusunda okuyabileceğiniz en faydalı ve öğretici kaynaklardan biri olduğunu göreceksiniz. Şu ana kadar birçok AGH gönderen kuruluşu bloğumu takipçilerine önerdi ve bunların arasında çok sayıda üniversite ve uluslararası ilişkiler ofisi bulunmakta. 

    Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde Doktora yapıyorum. İngilizce ve İspanyolca biliyorum. 

22 Kasım 2012 Perşembe

AGH Proje ve Ülke Seçimi



Kabul etmek gerekir ki EVS için ülke ve proje seçimi gerçekten zor bir süreç. Kendi deneyimlerimi ve karşılaştığım diğer gönüllülerin deneyimlerini paylaştığım bu yazıyı okuduktan sonra umarım kafanızdaki soru işaretlerin bir kısmı aydınlanabilir.

 Kısa sureli AGH/EVS düşünüyorsanız (muhtemelen de yaz tatiline denk getirilmiş)  2-3 ay boyunca zamanınızı keşfetmeye, arkadaş edinmeye ve gezmeye ayırabilirsiniz. Projenin teması ve çalışma alanınız, kalacağınız ülke, kaldığınız şehrin büyük-küçük olması vs. gibi konulara odaklanacak zaman pek fazla bulamasınız.

Benalmadena/Malaga
Ancak eğer uzun süreli EVS/AGH düşünüyorsanız ilk önce ne tür bir temada çalışmak istediğinizi kesinleştirmenizi ÖNEMLE tavsiye ederim. Eğer fikriniz yoksa evsdatabase'deki proje konularına bakarak ve projeleri inceleyerek size uygun olanın ne olacağı konusunda fikir yürüterek başlayabilirsiniz. ‘Motivasyon Mektubu Nasıl Yazılır’ yazımda da belirttiğim üzere,  daha önce deneyiminizin olduğu alanlara yönelmeniz sizin için iyi olacaktır.

Örneğin çocukları çok seviyorsanız ve daha önce çocuklarla çalışma deneyiminiz de varsa ve bunu motivasyon mektubunuzda belirtirseniz; sizin için hem projeye seçilmeniz için bir artı olacaktır, hem de sevdiğiniz bir temada çalışma imkanı bulacaksınız. Ancak bu konuda hiçbir deneyiminiz yoksa ve kuzeninizin çocuğunu uzaktan tatlı bularak ‘çocuk temasında çalışayım, çok sevimliler’ diye düşünürseniz, bir şekilde projeye seçilirseniz dahi, gittiğiniz zaman projeden hoşlanmayabilirsiniz,  çok yanlış bir konu-proje seçtiğinizi fark edebilir ve aylarca size işkence gibi gelebilecek bir işte çalışmak zorunda kalabilirsiniz. Kısa dönemli EVS/AGH için bu durum çok da zor olmayabilir ancak sevmediğiniz bir konuda 1 yıl gibi uzun bir süre çalışmak çok zordur. 

Şahsen ben temalara göz attığımda yeteneklerime uygun 3 tane tema bulmuştum; çocuk, iletişim, kültür - sanat. Uzun süreli EVS/AGH düşündüğüm için çocuk temasını es geçtim çünkü çocuklarla ilgili kuzenimin kızı ve akrabaların çocukları ile kısa süreli olarak zaman geçirmem haricinde bir gönüllülük deneyimim yoktu. Bu nedenle iletişim ve kültür-sanat temalarına odaklandım, bu temalar aktif olarak gönüllülük yaptığım ve deneyim sahibi olduğum konulardı ve seçilme şansımın daha yüksek olacağını düşündüm ve birkaç kabul maili aldıktan sonra gördüm ki haklıymışım J

İspanya ya da Almanya istediğimden emindim (iki ülkeye  karşı da kişisel bir ilgim var) ancak ilk tercihim İspanya idi. Hangi temaya başvuracağımı kesinleştirdikten sonra İspanya’da şehirleri araştırmaya başladım; tabi ki herkes gibi aklıma ilk gelen yer Barcelona oldu ve Barcelona’daki istediğim temada çalışan kuruluşları araştırmaya başladım. Taaaa ki İspanyol arkadaşlarımla konuşuncaya kadar… Türkiye’de Couchsurfing’i aktif olarak kullandığım için farklı ülkelerden birçok kişi ile tanışma fırsatım oldu ve benim için oldukça yararlı bilgiler öğrendim. Bu siteye üye olmanızı öneririm, hatta EVS/AGH için seçilmişseniz !KESİNLİKLE! öneririm.  İspanyol arkadaşlarıma bu programdan bahsettiğimde ve Barcelona’ya gitmeyi planladığımı söylediğimde; ‘Barcelona çok pahalı bir şehir, gönüllü aylığı ile zor geçinirsin ve para biriktiremediğin için de gezme fırsatın çok olmaz, sen en iyisi Güney İspanya’ya git, hem güzel bir coğrafya, hem de gönüllü aylığı ile para biriktirip gezme fırsatın olur’ dediler… Gayet mantıklı geldi ve tercihlerimi güneye;  Andalucia´ya kaydırdım..


Alcazar/Sevilla
EVS yaptığım kuruluşuma başvurmam gerçekten tesadüf oldu. Granada’da bir kuruluşa motivasyon mektubumu yollamıştım ve ‘Üzgünüm ama şu anda gönüllü alımı sürecinde değiliz, ancak Malaga’daki aynı temada çalışan dost kuruluşumuz şu anda gönüllü arıyor ve bu linkten olara ulaşabilirsin’ şeklinde bir mail aldım ve linkteki projeyi okuyunca da hayalimdeki proje olduğunu fark ederek hemen başvurdum.

Barcelona gibi çok büyük ve ünlü bir şehirde yaşamaktansa, para biriktirebileceğim ve bolca seyahate çıkabileceğim bir şehirde yaşamayı tercih ettim. Bununla birlikte projelere başvururken şehir merkezinde yaşamak istediğimden de emindim.  Şehir merkezi demişken: bu önemli bir konu arkadaşlar. Şahsen Antalya’da doğup büyümüş birisi olarak büyük şehre alışığım ve evsdatabase’de ‘rural area’ olarak tanımlanan kırsal bölgelerde olan projeleri hiç tercih etmedim, bunu gerçekten istemediğimden emindim. ‘EVS olsun da neresi olursa olsun, 15 haneli köyü bile giderim’ diyen, ancak kırsal bölgelerde hiç yaşamamış olan ve sonradan proje başlayınca psikolojisi bozulup projeyi yarıda bırakıp geri dönen bir çok EVS gönüllüsü var!!!  Hatta benden önce EVS yapan ve Malaga’nın kırsal bölgesindeki projesini yarıda bırakıp geri dönen arkadaşımla konuştuğumda, bana bu projeyi seçtiği için çok pişman olduğunu söylemişti:  ‘Malaga güzel bir şehir ve sıkıldığım anda köyden şehre gelebilirim ve gezebilirim diye düşündüm ve bu yüzden de ‘rural area’ olmasını önemsemedim. Ancak uzak bir köyde yaşıyorum, köyde yerel halk İngilizce bilmiyor, üstüne projede yalnız çalışıyorum ve evde yalnız kalıyorum, çevremde hiç arkadaşım yok ve çok yalnızım, geri dönmek istiyorum’ demişti…

Kırsal bölgelerdeki evs projelerini yazmayın demek istemiyorum, yanlış anlaşılmasın!!! Ne istediğinizden emin olmanız gerektiğinden bahsediyorum. Kırsal bölgede büyümüş birisi olabilirsiniz ve size örneğin Berlin ya da Barcenona gibi bir şehir aşırı büyük, karışık ve kalabalık gelecektir. Gittiğiniz zaman zaten kültür şoku yaşayacaksınız ve eğer projenizin olduğu şehir sizin önceki şehrinize hiç benzemiyorsa, örneğin siz ömrünüzü Antalya/Kaş gibi küçük bir ilçede geçirip, sonra da Almanya/Berlin’de projeye giderseniz kültür şoku daha da hissedilir olacaktır.  Daha önce görmediğiniz kadar soğuk ve kalabalık bir yere uyum sağlamak ve orada uzun süre yaşamak çok da kolay olmuyor...

Tabi bununla birlikte daha önce yaşadığınız yerlerden tamamen farklı bir yere giderek tamamen farklı ve güzel bir deneyim de elde edebilirsiniz. Malaga/İspanya'dan Yunanistan'ın küçük bir köyüne uzun dönemli çevre projesinde kuş gözlemi çalışması için giden ve çok güzel deneyimler elde ettiğini söyleyen bir İspanyol gönüllü ile karşılaşmıştım mesela.. Eğer doğa, yabani hayat ve sakinlik hoşunuza gidiyorsa 'rural area'lar tam size göre de olabilir. Bu konu tamamen sizinle ilgili; ne istediğinizi bilmeniz ve ona göre tercihte bulunmanız gerekli...

Ben Antalya’ya benzer bir şehir olan  Malaga’ya gittiğim için kültür şoku neredeyse yaşamadım diyebilirim.  Malaga’nın bazı bölgeleri Antalya’nın bazı bölgelerinin tıpatıp aynısı! Zaten Akdeniz iklimi ikisi de, hatta Malaga’nın havası Antalya’ya göre çok daha yaşanılabilir bir hava (yazın 50 derece ve nemle birlikte 60 derece hissedilen sıcaklıkta olmuyor mesela) Kültür olarak İspanyollar gayet sıcak, yardımsever ve cana yakınlar. Tamamen ortak özellikler diyemem ancak birçok benzer özellik mevcut ve bu da kültür şokunu azaltıcı bir etmen. Örneğin Doğu Almanya’ya giden arkadaşım Almanların çok soğuk ve mesafeli olduğunu ve çok fazla arkadaş edinemediğini söylemişti. Tabi eğer mesafeli birisi iseniz Doğu Almanya tam size göre bir yer de olabilir. Eğer çok dakik, mesafeli ve ciddi bir yapınız varsa Güney İspanya’nın ve Güney İtalya size değişik gelecektir J


Nerja/Malaga
Dil konusuna gelirsek… EVS süreci dil öğrenme bakımından oldukça verimli geçebilir (tabi siz isterseniz). Ben tez yazdığım için gelmeden önce İspanyolca çalışma imkanım hiç olmadı, sonra da çok pişman oldum çünkü maalesef İspanyollar genelde İngilizce bilmiyorlar, havaalanındaki yetkililerden, tren istasyonundaki görevlilere,  turistlik yerlerdeki garsonlara kadar durum bu şekilde. Bu yüzden ilk aylarda yerel halk ile çok fazla iletişim kurumadım. Ancak örneğin EVS için Almanya’ya giden arkadaşım bu konuda çok rahattı çünkü Almanya’daki birçok kişi İngilizce konuşabiliyor (o da Almanların İngilizce konuşmak istemediğinden yakınıyordu). Kuzey ülkelerinde İngilizce bilen kişi sayısı oldukça fazladır ancak güneye doğru bu oran azalıyor, bu da sizin -gittiğiniz ülkenin dilini bilmiyorsanız eğer- yerel halkla iletişiminizi oldukça zorlaştırıyor.

Projenize başladığınız zaman gittiğiniz ülkenin dilinde haftada 5 saatlik dil eğitimi almanız gerekli. Ancak dikkat edin gittiğiniz bölge otonom ise size sağlayacakları kurs kendi dillerinde olabilir (örneğin İspanya’nın Barcelona şehrinde Katalan dilinin konuşulması sebebi ile size İspanyolca değil, Katalanca dersi sunabilirler) Dil desteğinin siz oraya gittiğiniz dönemde başlaması gerekir. Bununla birlikte size verilen dil desteği resmi bir dil kursu niteliğinde olmak zorunda değildir, zaten o yüzden de adı dil desteği, ‘dil dersi’ ya da ‘dil kursu’ değil. Ev sahibi kuruluşta çalışan kişiler tarafından kişisel olarak çalıştırılan EVS gönüllüleri tanıdığım gibi, dil kursuna giden gönüllüler de tanıyorum; bu durum tamamen kuruluşunuza ve projenize bağlı olarak değişiyor.

Proje seçimindeki diğer önemli bir konu ise projede sizin gibi kaç gönüllünün çalıştığı… Düşünün ki dilini hiç bilmediğini bir ülkedesiniz, küçük bir şehirde yaşıyorsunuz, çok az kişi yabancı dil biliyor ve projede yalnızsınız, evde de tek başınıza kalıyorsunuz… Eğer sosyal biriyseniz hayat oldukça zorlaşır ve tüm motivasyonunuzu kaybedebilirsiniz. Bununla birlikte sizin gibi projede birkaç arkadaşınız olursa, ya da aynı evde yaşadığınız gönüllüler olursa ve iyi de anlaşırsanız gayet güzel bir EVS süreci geçirebilirsiniz. İspanya’da eğitimde tanıştığım bir gönüllü bana yaşadığı şehirde çok fazla arkadaşı olmadığını, bununla birlikte projedeki diğer gönüllüler ile çok iyi anlaştığını ve sürekli birlikte zaman geçirdiklerini anlatmıştı. Aynı eğitimde tanıştığım başka bir gönüllü ise projesinden hiç memnun değildi ve hatta projedeki aksaklıklar nedeniyle projeyi bırakmayı düşünüp, ev sahibi kuruluşu ile uzlaşıya vardıktan sonra vazgeçmişti. Yaşadığı yerin küçük bir yer olduğunu, projede tek olarak çalıştığını, evini 65 yaşında yaşlı bir adamla paylaştığını ve bir şeyler paylaşabilecek bir arkadaşının bile olmadığını, tüm bunların ise projedeki aksaklıklar ile birleşince hayatı çekilmez hale getirdiğini söylemişti.

Kalacağınız ev ise tamamen şans konusu. Almanya’da EVS yapmış eski bir gönüllü bana projenin ilk aylarında ofiste kaldığını söylemişti!!! Ev kiraları Berlin’te çok pahalı olduğu için sabah ofis olarak kullandıkları apartmanı akşam ev olarak kullanmak zorunda kalmış bir süre… Yunanistan’da çevre konulu bir projede kuş gözleminde çalışan bir eski gönüllü anlatmıştı; 2 katlı bir evde 14 kişi (kız-erkek karışık) kalıyorlarmış ve 1 tane tuvalet/banyo varmış :/  Barcelona’daki gönüllünün ise ev sahibi organizasyonu, ev kiralarının pahalılığından dolayı bir ailenin odasını kiralamış, kız odasının çok küçük olduğunu, hatta penceresinin bile olmadığını, eve misafir getirmesinin de yasak olduğunu söylemişti… İngiltere’deki bir arkadaşım da bir ailenin yanında kalıyor. Danimarka’dan çocuk projesi için seçilen 2 gönüllüye ise çocuk yurdunda gönüllü olarak çalışacakları ve yurtta diğer çocuklarla birlikte kalacakları ve yurtta diğer çocuklarla birlikte yemekhanede yemek yiyecekleri söylenmişti. 

Bu örnekleri beklentilerinizi çok yüksek tutmamanız için anlatıyorum, ‘3 EVS gönüllüsü şehir merkezinde güzel bir evde kalacağız, her şey çok güzel olacak’ düşünceleri ile gitmeseniz, hayal kırıklığına uğramamış olursunuz..


Mutfak pencerem: Gibralfaro Kalesi/ Malaga
Ev konusunda iyi örnekler de verebilirim. Ben bu konuda oldukça şanslıydım, projedeki arkadaşımla aynı evi paylaştık; evim şehir merkezindeydi, gayet modern ve güzel bir manzarası vardı. Tek başına kaldığım odamda iki yatak olduğu için bir çok misafir ağırlama şansım bile oldu.(Malaga tatil merkezi olunca gelen giden çok oluyor..) Cordoba/İspanya'da gönüllü bir arkadaşım da koşullardan gayet memnundu. Projesinde çalıştığı gönüllü ile aynı evde kalıyordu, ev gayet genişti ve 2 kişi yaşıyorlardı. Bürger/Almanya'daki arkadaşım da projesindeki diğer gönüllü ile aynı evi paylaşıyordu; ev oldukça geniş ve güzeldi..

Size birçok farklı seçenek sunabilirler, genel olarak bu seçenekler kurulusun evsdatabase sayfasında belirtilir, eğer belirtilmemişse aktivite anlaşmasında belirtilir. Örneğin EVS duyurularını hazırladığım haftalık bültendeki bir ilanda, Finlandiya´da bulunan kurulusun sayfasında kabul edecekleri gönüllünün kültür ve dil konusunda Finlandiya’ya daha iyi uyum sağlayabilmesi için Finlandiyalı bir ailenin yanında kalacağı ve bunu göz önünde bulundurarak projeye başvurulması gerektiği yazıyordu…

Projede kaç saat çalışılacağı da ayrı bir şans konusu. Genel olarak evdatabase’de proje tanımında yazar bu bilgiler ancak benim gördüğüm kadarıyla projeden projeye farklar var..Örneğin Cordoba’da yaşayan arkadaşım günde 3-4 saat çalışıyor. Ukrayna’da gönüllülük yapan İspanyol bir arkadaşım görevinin günde 3-4 saat çocuklarla top oynamak olduğunu ve futbolu çok sevdiği için de kendisini hiç çalışmıyormuş gibi hissettiğini söylemişti. Şahsen ben de 5 saat çalışıyorum ve çalıştığım konular hobilerim arasında olduğu için ben de kendimi her gün düzenli olarak hobilerimi yapıyor gibi hissediyorum J İspanya’da eğitimde karşılaştığım başka bir gönüllü ise projesinde 1 günde 5 saat içerisinde bitirmesi gereken işleri 2 saat içerisinde rahatlıkla bitirebildiğini ve 3 saat bilgisayar başında zaman geçirdiğini söylemişti…Bunun yanında gene İspanya’da normalde en fazla haftada 30 saat çalışması gerekirken işlerin yoğunluğu nedeniyle haftada 35 saate kadar çalışan ve bu durumdan oldukça rahatsız olan bir gönüllü ile de tanışmıştım. Almanya’daki arkadaşım ise tüm işlerin belli olduğunu,  haftalık programa dakikası dakikasına uyduklarını ve haftada tam olarak 30 saat çalıştıklarını söylemişti.

         Elinize geçen paranın toplamı da projeden projeye değişmekte. Genel olarak kuruluşlar sizin yemek derdinizle ilgilenmek istemedikleri için cep harçlığınıza yemek parasını eklerler. Yani aybaşında cep harçlığı ve yemek paranız elinize toplu olarak gelir. Ancak bu aylık para şehirden şehre ve projeden projeye fark gösterebiliyor. Örneğin İspanya’da aylık toplam (cep harçlığı + yemek) 245 Euro alan gönüllü de, 310 Euro alan gönüllü de var. Hatta aylık cep harçlığı ve yemek parası olarak toplam 300Euro alan, ayrıca da projede çalıştığı hastaneden günde 2 öğün yemek yiyen gönüllü de var…Kısmet işte J 

Christophe Colomb'un Mezarı/ Sevilla
Sizin konaklama ve yol masraflarınız ne kadar fazla ise elinize geçe miktar o kadar az olacaktır. Yemek ve cep harçlığı olarak 310 Euro alan gönüllünün yaşadığı şehirde ev kiraları da ucuz olduğu için ev sahibi organizasyon konaklamaya fazla para harcamıyor ve gönüllüye daha fazla para kalıyor. Ancak Barcelona’da yaşayan arkadaşım 245 Euro alıyor çünkü ev sahibi organizasyon konaklamaya daha fazla ödüyor, haliyle gönüllüye de daha az miktar vermek zorunda kalıyor.

Elinize geçen aylıklar projeden proje ve ülkeden ülkeye değiştiği için haliyle biriktirip gezmeye ayıracağınız miktar da değişiyor. Almanya’daki arkadaşım ayda 200 Euro biriktirme şansının olduğunu ve bu parayla da rahatça gezdiğini söylemişti. Makedonya’da gönüllülük yapan arkadaşlarım ayda 80-100 Euro kadar biriktirme imkanlarının olduğunu söylemişti. İngiltere’deki arkadaşım ise aldığı para ile kısıtlı yaşadığını ve çok para biriktiremediğini söylemişti. Romanya’daki arkadaşım ise aldığı paranın Romanya’daki askeri ücretten daha fazla olduğunu, üstüne ev kirası ve yol parası vermediği halde paranın yetmediğini ve ay sonunu zor getirdiğini söylemişti. Bu arada İspanya’da Barcelona ve Madrid haricindeki bölgelerde kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil, aldığınız para (eğer sigara kullanmıyorsanız, zira genelde  sigara çok pahalı; alkol de sudan daha ucuzdur) yaşamanıza ve gezmenize yetecek şekilde. Tabi her hafta sonu Paris’e gidemezsiniz ancak en azından istediğiniz ülkeleri gezme şansınız olur J Size bu konudaki tavsiyem daha önce kuruluşunuzda gönüllülük yapmış birilerini bularak doğrudan iletişim kurmanız ve doğrudan öğrenmeniz. Ülkeden ülkeye ve projeden projeye farklar olduğunu düşünürsek genel olarak değerlendirmek oldukça zor…

Eğer ev sahibi organizasyonunuz yemeğinizi sağlayacaksa, elinize sadece aylık cep harçlığı da geçebilir, örneğin yukarıda belirttiğim Danimarka’daki çocuk yurdunda proje yapacak gönüllüler sadece cep harçlığını nakit olarak alacaklar ve yemeklerini kurumda yiyecekler.

EVS’nin en önemli artılarından biri olan gezme konusuna gelirsek; daha çok ülke gezmek amacınız varsa Schengen Bölgesi içerisinde projelerle ilgilenebilirsiniz. İngiltere Schengen’e dahil olmadığı için İngiltere’deki arkadaşlar Schengen bölgeleri için vize almak durumundalar ve bu nedenle gezemediklerinden yakınıyorlar.  Yine Makedonya’daki arkadaşlar da Schengen vizesine dahil olmamaktan şikayetçiler. Ülke seçiminden önce Schengen ülkelerine göz atarsanız sonrasında sürprizle karşılamazsınız.  

         Bununla birlikte uzun dönem EVS yapacaksanız, en basta da belirttiğim gibi ülkeden çok proje konusuna göre seçim yapmanızı öneririm. Eğer proje istediğiniz gibi ise, gezme konusu çok da önemli olmayacaktır. İstediğiniz bir konuda, size artı katacak ve sizi geliştirecek bir projede çalışmak, sizi ülke gezmekten çok daha mutlu edecektir. AGH -EVS yapan birisi olarak önerilerim bu şekilde...